Örgütlerin içinde bulundukları kriz sürecinde sosyal medya üzerinden paydaşları ile ilişkilerini çok hızlı ve aynı zamanda örgütün meşruluğunu destekleyen güvenilir mesajlar ile sürdürmeleri örgütün kurumsal itibarını zedeleyebilecek hasarlardan kaçınmak, paydaşların güvenini korumak ve örgüte ilişkin olumlu davranışsal niyetlerini devam ettirmeleri adına önemlidir. Bu doğrultuda bu mesajların yaratılması için kriz döneminde örgütün söylediği ve yaptığı olarak tanımlanan krize yanıt stratejilerinin içeriği ve etkisinin araştırılması gerekmektedir. Bu nedenle bu çalışma krize yanıt stratejilerinden özür, acıyı paylaşma/anlayış ve bilgilendirici stratejiler arasında algılanan kurumsal itibar, güven ve davranışsal niyet açısından bir farklılık yaratıp yaratmadığını incelemeyi amaçlamaktadır. Alan araştırması ile 2016 yılı Ekim ayında uygunluk örneklemi ile Antalya’daki 1080 Facebook kullanıcısı öğrenci araştırmaya dahil edilmiştir. Araştırmanın sonucunda, krize yanıt stratejilerinin kurumsal itibar, güven ve davranışsal niyet üzerindeki etkisi incelendiğinde fark yaratan stratejinin acıyı paylaşma /anlayış stratejisi olduğu tespit edilmiştir.
Bu calismada, “Insani merkeze alan ve almayan yaklasimlara gore egitim fakultesinde ogrenim gormekte olan son sinif ogrencilerinin cevreye yonelik bakis acilarinin betimlenmesi amaclanmaktadir. 2008-2009 ogretim yilinda Ondokuz Mayis Universitesi’nde ogrenim gormekte olan son sinif ogrencilerinin cevreye yonelik bakis acilari, guvenilirlik katsayisi .81 (cronbach α) olan, 22 maddeli, 5’li Likert tipi olcek ile belirlenmeye calisilmistir. “Statistical Package for Windows 15.0” paket programi kullanilarak yapilan analiz sonuclarinda, egitim fakultesinde ogrenim gormekte olan son sinif ogrencilerinin %85 gibi buyuk cogunlugunun cevreye yonelik bakis acilarinin insani merkeze almayan yani doga-merkezli yaklasimlar yonunde oldugu tespit edilmistir. Calismanin sonucunda ayrica kiz ogrencilerin erkeklere gore, okul oncesi bolumu ogrencilerinin de diger bolumlerde ogrenim gormekte olan ogrencilere gore daha doga-merkezli bakis acilarina sahip oldugu gorulmustur (p<.05). Doga-merkezli bakis acilarinin surekliligini ve davranisa donusturulmesini saglamak icin doga ile ilgili aktiviteler planlanmasi ve bunlara etkin katilimin saglanilmasi yonunde onerilere yer verilmistir.
Günümüzde örgütlerin paydaşlar ile güçlü ilişkiler kurma ve sürdürme gereği halkla ilişkiler uygulayıcılarınadaha çok sorumluluk yükleyerek halkla ilişkiler mesleğinin profesyonelleşmesine olan gereksinimi somutlaştırmaktadır. Alanın profesyonelliği halkla ilişkiler uygulayıcılarının örgüt içinde üstlendikleri rollerle bağlantılıdır. Halkla ilişkiler fonksiyonu için roller uygulayıcıların davranış örüntüleridir ve bireyler farklılaşsa da roller örgütün ya da fonksiyonun işleyişine yönelik bir model sunmaktadır. Örgütlerin halkla ilişkiler fonksiyonundan beklentileri halkla ilişkiler uygulayıcı rolleri aracılığı ile ortaya çıkmakta ve aynı zamanda örgütün nasıl bir iletişim yaklaşımını benimsediğini de yansıtmaktadır. Halkla ilişkiler uygulayıcıları örgüt içerisinde her rolü temsil ederken, rollerini hangi sıklıkla yaptıkları baskın rolü belirlemektedir. Nitekim, halkla ilişkiler uygulayıcılarının rollerini nasıl yerine getirdiği, hangi rolü önceliklendirdiği örgütlerin halkla ilişkilere bakış açısını ve halkla ilişkiler mesleğinin örgütlerde nasıl tanımlandığını da ortaya koyması bakımından önemlidir. Bu doğrultuda bu araştırmada da online iş ilanları üzerinden halkla ilişkiler uygulayıcı rollerini tespit ederek; halkla ilişkiler mesleğinin mevcut konumunu uygulayıcı rolleri üzerinden değerlendirmek amaçlanmaktadır. Kitle iletişiminden interaktif dijital iletişime doğru yaşanan değişim dijital iletişimi günlük hayatın temel dinamiklerinden birisi haline getirirken, aynı zamanda dijital ortam üzerinden yapılan tüm işlerin hızlı ilerleyen gelişimi, sıklığı ve bu ortamlara ulaşma kolaylığı, hem bireyler hem kurumlar için bu dijital ortamları dikkat çeker hale getirmiştir. Dolayısıyla, halkla ilişkiler mesleğinin mevcut konumunu online iş ilanları üzerinden değerlendirmek bu durum ile uyumludur. Bu çalışma bir alan araştırması olup betimsel türde bir çalışmadır. Araştırmaya Türkiye’de tıklanma oranı en yüksek 10 online iş başvuru sitesinde yer alan ilanlar içerisinden “halkla ilişkiler” anahtar sözcüğü ile arama yapılarak 227 iş ilanı dahil edilmiştir. Elde edilen verilerin değerlendirilmesinde betimsel analiz kullanılmıştır. Çalışmanın sonucunda halkla ilişkiler uygulayıcı rollerinin iş ilanlarına yansımadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Although significant studies have been conducted in the field of health communication in terms of communication competence, its role on trust in the radiology department needs further exploration. The communication skills of radiologists are considered an important indicator of trust. Therefore, the study aims to research the effect of communication competence on trust. With this aim the current study seeks to contribute to health communication literature by researching the patients’ perceived communication competence of doctors as a determining factor that develop trust in the radiology department. The research was carried out between December 2019 and March 2020 using a questionnaire form with 321 breast patients in the radiology department in a public health institution in Antalya, Turkey. The results of the study refer that communication competence as a whole concept has a strong positive and statistically significant effect on trust. When the dimensions of communication competence are investigated, it is found that socioemotional communication is the only dimension that has a strong effect on the formation of trust among communication competence.
The effectiveness of government policies and environmental initiatives to mitigate global warming relies heavily on public support, which is closely tied to public perception and awareness. Despite the scientific evidence communicated, the public remains reluctant to take preventive measures against global warming. The aim of the paper is to investigate the communicative actions of publics proposed as in the situational theory of problem solving to understand publics' communicative actions towards global warming. The paper utilizes a fuzzy rule-based system approach to analyze the communicative actions of publics to reveal non-linear relationships; whereas previous studies mostly used linear statistical analysis. The paper provides a deeper understanding into the interplay between problem recognition, constraint recognition, and involvement in shaping information behavior. The results show that the communicative actions of the publics are at a low-to-moderate level. The paper's interesting finding is the nonlinear effects of constraint recognition on communicative action about global warming. Contrary to the current literature, it was found out that the dominant factor that may convince public to start taking action towards global warming seems to be recognizing being constrained at a moderate level. Based on the results, it is suggested for policy makers and communication strategists to mitigate the negative outcomes of global warming by integrating environmental issues into education at all levels and collaborating with non-governmental organizations for national awareness campaigns which focus on increasing public problem recognition and involvement.
This study aims to examine the biology textbook for 10th grades, which is prepared by the Ministry of National Education. The present research is based on qualitative research techniques and includes two steps. In the first step, the textbook misconceptions, question types, contents topics, visual materials and measurement and evaluation techniques are investigated. In the second step, the learning approach of the textbook is evaluated by the five pre-service teachers in the last grade. The results show that important misconceptions, which can affect the learning, are found in biology textbook. As no different types of questions are seen, the textbook can't provide the inquiry according to its questioning techniques. Besides these it is emphasized by the pre-service teachers that the textbook encourages the students to memorize and that the textbook should be revised as a result. In the light of these results the items that how a textbook must be analyzed and which points are to be observed by choosing a textbook must be taught to the pre-service teachers.
The aim of the study is to reveal the trends in the field of public relations by examining the topic of ‘public relations models’ in order to capture the variation in public relations practice. Bibliometric analysis has been chosen as the methodology in this study to show publishing patterns as it finds out the stream of knowledge and the development of literature in a specific discipline. Data used in this research were collected from Thomson Reuters Web of Science Database. By selecting the topic of ‘public relations model’ in the search button, 595 studies were investigated within the context of institution and country collaboration, cocitation network analysis, co-word network analysis and citation burst. In order to perform these network analyses, the CiteSpace II software package has been used. The findings suggest that the USA as a country, universities in the USA as institutions and academics from the USA as author collaboration are found to be the top ranked items by centrality on the topic of public relations models. Grunig and Grunig’s (2002) paper on public relations and communication models is found to have the strongest citation burst as expected. The most investigated research topics are global flux, the blog-mediated crisis communication model, and stakeholder relationship.
This study seeks an answer to the questions "What are the viewpoints of primary education pre-service science teachers about the environment; are these viewpoints differentiated according to certain variants?" At a university in the Black Sea Region of Turkey, an attempt was made to determine the viewpoints of pre-service science teachers at different levels about the environment by means of a 5 point Likert scale consisting of 24 items and holding the reliability coefficient of .85 (Cronbach α). In the analysis of the results obtained by using the SPSS 13.0 package, it was realized that pre-service teachers' viewpoints were close to approaches which were non-anthropocentric and that they differed considerably according to class level, their fathers' job and the kind of the high school they graduated from. Certain practices, which are devoted to pre-service teachers' developing positive viewpoints about the environment and transferring these to their students in the future, should be applied.
Öz Kullanılan teknolojinin, sunulan ürün ve hizmetlerin benzerlik gösterdiği günümüz ortamında örgütler, rekabet avantajı sağlamak adına taklit edilmesi zor soyut varlıklarını arttırmaya yönelirken; bu noktada örgütler için kurumsal itibar taklit edilemez bir unsur olarak ortaya çıkmaktadır. Nitekim kurumsal itibar bir örgütün sahip olduğu en değerli tekil varlık olarak paylaşılan tüm bireysel paydaş izlenimlerinin kolektif sonucudur (Highhouse vd., 2009). Bu kolektif algıyı yaratan paydaş gruplarının kimler olduğu ve örgüt ile kurdukları ilişkiden beklentilerinin ne olduğunu bilmek önem taşımaktadır. Bu araştırmada da akademik bir örgütün iç ve dış paydaşlarının eş zamanlı algılarına bağlı olarak kurumsal itibarını analiz etmek amaçlanmıştır. Kurum itibarı analizi bir alan araştırması olup betimsel türde bir çalışmadır. Uygunluk örneklemi ile 152 idari personel, 114 akademik personel, 400 öğrenci ve 368 dış paydaş araştırmaya dâhil edilmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak Ingenhoff ve Sommer’ın (2008) kurumsal itibar ölçeği kullanılmış, verilerin analizi SPSS17.0 programı ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın sonucunda, tüm paydaşların akademik örgüte ilişkin olumlu bir algıya sahip olduğu sonucu ortaya çıkmıştır.
'/%3e%3cuse xlink:href='%23a' transform='translate(0 -400)'/%3e%3cuse xlink:href='%23a' transform='translate(0 -600)'/%3e%3cuse xlink:href='%23a' transform='translate(0 -800)'/%3e%3cuse xlink:href='%23a' transform='translate(0 -1000)'/%3e%3cuse xlink:href='%23a' transform='translate(0 -1200)'/%3e%3cpath d='M0 0h1400v800H0z' style='fill:%23010066'/%3e%3cpath d='M576 100c-166.146 0-301 134.406-301 300s134.854 300 301 300c60.027 0 115.955-17.564 162.927-47.783-27.353 9.44-56.71 14.602-87.271 14.602-147.327 0-266.897-119.172-266.897-266.01 0-146.837 119.57-266.01 266.897-266.01 32.558 0 63.746 5.815 92.602 16.468C696.217 118.91 638.305 100 576 100z' style='fill:%23fc0'/%3e%3cpath d='m914.286 471.429-99.538-53.25 29.43 108.982-66.575-91.165-20.77 110.96-20.428-111.024-66.857 90.96L699.314 418l-99.701 52.943 74.065-85.192-112.8 4.441 103.694-44.62-103.555-44.94L673.8 305.42 600 220l99.538 53.25-29.43-108.982 66.575 91.165 20.77-110.96 20.428 111.023 66.857-90.959L814.97 273.43l99.702-52.944-74.065 85.193 112.8-4.441-103.694 44.62 103.555 44.94-112.785-4.79z' style='fill:%23fc0' transform='matrix(1.2738 0 0 1.2423 -89.443 -29.478)'/%3e%3c/svg%3e)