ENTROPİYONLU OLGULARDA CERRAHİ SONUÇLARIMIZ

Amac: Calismamizda klinigimizde entropiyon tanisi ile cerrahi tedavi uyguladigimiz hastalarin etyoloji, cerrahi prosedurlerimiz ve tedavi sonuclarimizi degerlendirmeyi amacladik. Yontem : klinigimizdeentropiyon nedeni ile cerrahi geciren 35 olgunun dosyalari retrospektif olarak tarandi. Olgularin hangi cerrahi prosedurleopere edildigi, postoperatif klinik bulgulari ve semptomlari 1. gun, 10. gun ve 4. ayda not edildi. Cerrahi prosedurlere ve entropiyon ozelliklerine gore olgular gruplandirildi. Postoperatif kontrollerinde goz hareketlerinin serbestligi, korneaya temas eden kirpiklerin varligi, kirpiklerin disa donmesi, kapak kenarinda skarlasma, rekurrens ve hasta memnuniyeti degerlendirildi. Bulgular: Olgularin yas ortalamasi 73,  19’u(%51.35)  erkek,  18’i(%48.64)  kadindi. 26 gozde (%70.27) ust kapak, 10 olguda (%27.02)  alt kapak, bir gozde(%2.70) ise alt ve ust kapak entropiyonu mevcuttu. 15 gozde  (%40.54) senil, 22 gozde(%59.45) skatrisyelentropiyon mevcuttu.14 goz(grup 1)  weis proseduru ile, 5 goz(grup 2)  lateraltarsalstrip proseduru ile 18 goz(grup 3) jones proseduru ile ameliyat edildi.Wiesproseduru uyguladigimiz 2 hastada cerrahi yetersizlik, 1 hastada rekurrens izlendi ve 12 hasta(85.71) tedaviden memnundu. Jonesproseduru uyguladigimiz hastalarin 2 hastada cerrahi yetersizlik, 1 hastada rekurrens izlendi ve 15 hasta( %83.33) tedaviden memnundu. Lateraltarsalstrip yontemi uyguladigimiz hastalarda rekurrens izlenmedi ve olgularin hepsi memnundu. Sonuc: Entropiyon cerrahi tercihinde preoperatif muayene ve patolojinin anlasilmasi cerrahi sonucunun tatminkarligi icin oldukca onemlidir. Patogenezine gore uygun cerrahiyi secmek, hastanin rahatsizlik sikayetlerinin giderilmesi, entropiyonungorme kaybina kadar ilerleyebilen komplikasyonlarinin onlenebilmesi ve tekrar cerrahiye gitmemek icin oldukca onem arz etmektedir.