Hukukî açıdan zirai kazançların vergilendirilmesi

Vergi gelirleri kamu gelirleri icerisinde onemli bir yer tutmakta ve kisilerin mali gucleri uzerinden kamu harcamalarinda kullanilmak uzere toplanmaktadir. Genel olarak gelir, servet ve harcamalar mali guc olarak kabul edilmektedir. Gelir vergisinde degisik gelir unsurlari arasinda ”zirai kazanc” unsuru da bulunmaktadir. Gecmiste bir donem icin bu kazanclar vergi sisteminin disinda birakilmissa da, vergi adaleti acisindan vergilendirilmesi kacinilmazdir. Bu konuda tercih edilecek vergileme teknigi buyuk onem kazanmaktadir. Gercek usulun yaninda gecmiste vergi muafiyeti, goturu gider usulu, yillik hâsilat tutari gibi yontemler de uygulanmistir. Bu konuda farkli yontemlere basvurulmasinin nedeni, ulkede uygulanmak istenen degisik tarim politikalaridir. Bu politikalar uygulanacak hukuk muesseselerini ortaya cikarmaktadir. Bu calisma pozitif hukuk acisindan zirai kazanclarin vergilendirilmesini konu almaktadir. Gunumuzde ciftciler gercek usule veya gercek usulde vergilendirilmeyenler vergi kesintisi (stopaj) usulune gore vergilendirilmektedir. Gelir vergisinin beyan esasina dayali bir vergi olmasi nedeniyle vergi kesintisi ile gercek usul arasinda kullanilan olculer buyuk onem tasimaktadir. Bu konuda zirai arac olcusu ve isletme buyuklugu olculeri kullanilmaktadir. Isletme buyuklugu olculerinin yuksek seviyede tutulmasi vergi kesintisi uygulamasinin alanini genisletmektedir.