Bu araştırma, Osmanlı İmparatorluğu’nun önemli siyasal, ekonomik ve sosyal değişimler yaşadığı 19. yüzyılın ikinci yarısından – 1864 yılı – itibaren Anadolu menşeli Osmanlı halılarının İzmir Limanı üzerinden yurt dışına ihracatını incelemektedir. Araştırma, Osmanlı halılarının özellikle de Batı Anadolu’daki üretim merkezlerinin üretim miktarları üzerine bir değerlendirmede bulunduktan sonra Osmanlı halılarının yüzyılın ikinci yarısından 1908 yılına kadar olan dönemdeki ihracatını istatistiksel veriler üzerinden değerlendirmektedir. Bu değerlendirme yapılırken İngiltere’nin Osmanlı halılarının önemli bir alıcısı olduğu ve bu önemini uzun yıllar sürdürmesindeki etkenler üzerinde durulmuş ve İzmir Limanı’nın bu anlamdaki önemi incelenmeye çalışılmıştır. Anadolu menşeli halıların İzmir Limanı üzerinden yapılan ihracatının istatistiksel değerlendirilmesi yapılırken esas kaynak grubu olarak İngiliz konsolosluk raporları kullanılmıştır. Osmanlı dış ticaret istatistiklerinin ilk defa 1878 yılında yayımlandığı göz önüne alındığında 1878’den önceki tarihsel sürecin takip edilebilmesi ve Osmanlı halılarının ihracatını anlamak ve değerlendirmek adına İngiliz konsolosluk raporlarının önemli bir kaynak grubunu teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Bu önemli kaynak grubu kullanılarak Anadolu – Osmanlı halılarının 1908 yılına kadar olan süreçteki ihracatı seçili yıllar bazında miktar ve değer olarak açıklanmaya ve bu şekilde halı ihracatının 1864 – 1908 yılları arasındaki dökümü çıkarılmaya çalışılmıştır.
1961 Anayasası’nın getirdiği özgürlük ortamından yararlanan Yön dergisi 20 Aralık 1961 tarihinden 30 Haziran 1967 tarihine kadar yayın hayatını sürdürmüş ve dergi toplamda 222 sayı halinde yayımlanmıştır. Yön dergisinde işlenen konular, Türkiye’nin siyasi gündemine ışık tutmuştur. Yön dergisinde üzerinde durulan konulardan biri de eğitim konusuydu ve eğitim başlığı altında özellikle Köy Enstitüleri üzerinde durulmuş ve dergide Köy Enstitülerine özel bir önem verilmiştir. Köy Enstitüleri kendinden önce uygulanan köye yönelik eğitim programının bir devamı niteliğindeydi. 17 Nisan 1940 tarihinde başta Hasan Âli Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç olmak üzere büyük bir emek ve gayretlerle kurulan bu enstitülerin amacı köye yönelik öğretmen yetiştirmekti. Köy Enstitülerinin odak noktası “iş üzerinde eğitim” ilkesi üzerinde şekillenmiştir. Enstitülerin eğitime devam ettiği yıllar içerisinde köye yönelik eğitim programı başarıyla yürütülmüştür. Enstitülerde yetişip öğretmen olanlar ile köylerinin dışına ilk kez çıkan köy çocukları ve bu anlamda modern tarım ve hayvancılığı öğrenen köy halkı enstitülerin önemli kazanımları arasındadır. Yine Mehmet Başaran, Talip Apaydın ve Fakir Baykurt gibi yazarlar Köy Enstitülerinde yetişen önemli yazarlardır, bu yazarlar Türkiye’de köy edebiyatının güçlenmesinde önemli bir rol oynamıştır. Türkiye’yi bir amaca sevk etmek isteyen Yön dergisi, eğitimde Köy Enstitülerinin tekrardan açılması istemiş, ancak kapatılan Köy Enstitülerinin tekrardan açılması dönemin siyasi atmosferinde mümkün olmamıştır.
Bu araştırma, 16 Aralık 1907 tarihinde Londra’da kurulup tüzel bir kişilik kazanan The Oriental Carpet Manufacturers Limited [OCM] veya diğer bir ismiyle Şark Halı Kumpanyası’nın 20. yüzyılın başında kuruluşuna giden süreci ve şirketin kuruluşuyla beraber Anadolu coğrafyasında 1908 yılından itibaren uyguladığı eve iş verme sistemini [putting – out ] ne şekilde organize ettiğini açıklamayı amaçlamaktadır. Araştırmamız ayrıca şirketin eve iş verme sistemi dâhilinde yürüttüğü halı üretim faaliyetleri sonucu Anadolu coğrafyasında istihdam ettiği, ettirdiği halı dokuma işçilerinin sayısını tespit edip, uygulanan ücret politikasını ve halı dokuma işçilerinin çalışma koşullarını ele alarak Osmanlı imalat sektörünün önemli üretim alanlarından biri olan halıcılığın Osmanlı işçi tarihindeki önemini incelemektedir. 1908’den 1914 yılına kadar sadece Anadolu coğrafyasında 50 – 60 bin arasında halı dokuma işçisi istihdam edip eve iş verme sistemi sayesinde kayda değer kârlar elde eden OCM, bu yönüyle Osmanlı halıcılığını monopolize etmiş ve I. Dünya Savaşı’nın hemen öncesine kadar halı üretim faaliyetlerini devam ettirerek aynı zamanda Anadolu - Osmanlı halılarının en önemli ihracatçılarından biri olmuştur.
Halı üretimi Osmanlı coğrafyasında kuşkusuz önemli bir yere sahipti ve Osmanlı coğrafyasında halıcılık merkezi olarak Anadolu’nun bariz bir üstünlüğü söz konusuydu ki Konya ve çevresi de bu önemli üretim merkezlerinden biriydi. Konya’da halı dokuma kültürünün geçmişi Selçuklu dönemine kadar uzanmakla beraber 19. yüzyılın son on yıllarından itibaren ticari halıcılık önemli bir gelişme göstermiştir. Araştırmamızda öncelikle ticari halıcılığın 1890’larda Konya ve çevresinde gösterdiği gelişmeyi açıkladıktan sonra 20. yüzyılın ilk yıllarında Konya merkez sancağı, Sille, Akşehir ve Bermende gibi mahallerdeki halı üretim süreci incelenmiştir. Halı üretim yapısı ve üretim örüntüleri incelenirken ayrıca 1914 yılına kadar sayıları on binleri bulan halı dokuma işçilerinin işçi ücretleri ve çalışma koşulları da incelenmiştir. İşçi ücretleri ile çalışma koşullarının bölgeler arası niteliklerini anlamak adına Anadolu’daki diğer halı üretim merkezleriyle karşılaştırma yoluna gidilmiştir. Konya ve çevresinde halı üretimi 20. yüzyılın ilk yıllarında gelişme gösterirken bu gelişmeye paralel olarak 1908 yılından sonra hem tezgâh sayıları hem de işçi sayısında gözle görülür bir artış yaşanmıştır. Konya, Sille, Akşehir ve Akşehir kırsalında gelişme gösteren ticari halıcılıkta The Oriental Carpet Manufacturers Limited [OCM] veya diğer bir ismiyle Şark Halı Kumpanyası’nın önemli bir etkisi olmuştur. OCM, 1908 yılından sonra eve iş verme sistemi çerçevesinde parça başı iş yaptırarak üretimi devam ettirmiş ve bu nokta da Konya ve çevresi şirket için önemli bir üretim alanı haline gelmiştir. Konya’daki halıcılık faaliyetlerinin yanında araştırmamızda ayrıca 1901 yılında Konya’da açılan Konya halı ve kilim sergisi incelenmiştir. 20. yüzyılın hemen başında organize edilen bu sergi Konya ve çevresinde dokuma kültürünün çeşitlilik ve zenginliğini göstermesi açısından önemli olmakla beraber yerel üretimi teşvik etmek ve geliştirmek adına başta Konya valisi Avlonyalı Ferid Paşa olmak üzere yerel yöneticilerin katkılarıyla gerçekleştirilmiştir. Anadolu coğrafyasında 20. yüzyılın başında ilk defa Konya’da açılan halı ve kilim sergisi, hazırlık safhası, düzenlenmesi ve dereceye giren dokuma ürünlerinin ödüllendirilmesi ve serginin etkileri açısından incelenmiş ve bu açıdan hem bölge için hem de Osmanlı İmparatorluğu için önemi ortaya konulmaya çalışılmıştır.
İnsanlık tarihi, 18. yüzyıla kadar binlerce yıldır süregelen ve daha çok mekanik özelliğiyle ön plana çıkan bir teknolojiyi kullanmış ve toplumsal yaşam da buna göre şekillenmiştir. Binlerce yıldır devam eden bu süreç, 19. yüzyılda başta ulaşım teknolojileri – demir yolları ve buharlı gemiler – olmak üzere önemli değişikliklere sahne olmuş ve bu yüzyıl günümüz modern teknolojisinin doğuşuna şahitlik etmiştir. Ulaşım alanında başlayan bu süreç daha sonra kimya ve elektrik alanlarındaki gelişmelerle ivme kazanarak devam etmiştir. Hızlı değişim ve dönüşümün yaşandığı 19. yüzyılda, Osmanlı toplumu bir teknoloji ithalatçısı olarak bu teknolojiyi yurt dışından ithal etmiştir. Yurt dışından ithal edilen teknolojinin ürün çeşitliliği ve hacmi yıllara ve toplumun ihtiyacına göre değişiklik göstermiştir. Araştırmamız bu noktada bir teknoloji ithalatçısı olan Osmanlı’nın ithal ettiği teknolojiyi nasıl ve ne şekilde kullandığını Anadolu coğrafyasının farklı mahalleri arasından örneklem seçimiyle göstermeye çalışacaktır. Bilindiği gibi erken tarihlerden itibaren ithal edilen teknolojilerin başında demir yolları ve buharlı gemiler gelmektedir, öncelikle bu ulaşım teknolojilerinin geç Osmanlı toplumunda nasıl kullanıldığı ve etkileri araştırılacak daha sonra tarımsal alandaki gelişmelere bağlı olarak orak, harman makinesi ve pulluk gibi tarımsal aletlerin kullanımı ve yayılışı üzerinde durulacaktır. Nihai olarak hane içi üretimde önemli bir etkisi olan ve 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren görünür hale gelen dikiş makineleri üzerinde durulacaktır. Araştırmamız bu tür örnekler üzerinden geç dönem Osmanlı toplumunun teknolojiyi kullanımını araştırmaya çalışacaktır.